Tip 1 Diyabet

Tip 1 Diyabete Genel Bir Bakış

Tip 1 Diyabet Nedir?

Tip 1 diyabet tamamen insülinle, hatta insülin eksikliği ile alakalıdır. Eğer tip 1 diyabetiniz varsa vücudunuz glukoz miktarını karşılamak için yeterli ölçüde insülin üretemiyor demektir. Glukoz, vücudunuzun çabucak enerji üretmek için kullandığı şekerdir ancak glukozun doğru kullanılabilmesi için insülininizin olması gerekir.

Vücudunuzda çok fazla glukoz olması ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu durumdan kaçınmak için tip 1 diyabeti olan kişiler insülin almalıdırlar.

Tip 1 diyabete eskiden Jüvenil diyabet denirdi ve bunun sebebi hastalığın genelde çocuklukta teşhis edilmesi. Günümüzde de tip 1 diyabet tanılarının önemli bir bölümünü çocuk ve gençler oluşturuyor. Ama tip 1 diyabeti daha geç yaşlarda görmek de mümkün.

Jüvenil Diyabet tabirinin günümüzde geçerli olmaması için başka bir sebep de, tip 1 diyabetin çocuk ve gençlerde görülen tek diyabet türü olmaması. Tip 2 diyabet gençler arasında yaygınlaşıyor ve tip 1 diyabetle tip 2 diyabetin nedenleri de tedavileri de birbirinden oldukça farklı.

Çocuğunuzun ya da sizin tip 1 diyabet olduğunu öğrenmek zor olabilir. Birden yeni bir terminoloji ve uymanız gereken bazı kuralların olduğu bir dünyaya adım atarsınız: hemoglobin A1c, kan şekeri, insülin iğneleri, karbonhidrat hesabı, diyabetik ketoasidoz bunlardan birkaçıdır.

Yine de, tip 1 diyabet dünyası alışamayacağınız bir şey değildir. Günden güne daha çok şey öğrenin ve sağlığınıza (veya çocuğunuzun sağlığına) ekstra özen gösterin. Bu yazı dizisi tip 1 diyabetin sebeplerinden egzersizin kan şekeri seviyenizi düzeltmedeki rolüne kadar birçok önemli bilgiye ışık tutacaktır.

Tip 1 Diyabet Semptonları

Çocuğunuzun tip 1 diyabet olduğunu nasıl anlarsınız?

Tip 1 diyabet yavaş yavaş gelişebilir ama semptomlar aniden kendini gösterebilir. Aşağıdaki semptomlardan birkaçını çocuğunuzda görürseniz doktorunuzdan hemen bir randevu alın.

·                     Aşırı güçsüzlük/yorgunluk

·                     Aşırı susama

·                     Sık idrara çıkma

·                     Karın ağrısı

·                     Bulantı ve/veya kusma

·                     Bulanık görme

·                     İyileşmeyen yaralar

·                     Huzursuzluk veya ani ruh hali değişimleri

·                     Adet döngüsünde değişiklik (veya adet görmeme)


Ayrıca tip 1 diyabetin belirtileri de vardır. Belirtiler objektif olarak görülmeleriyle semptomlardan ayrılırlar; semptomlar hasta tarafından görülür ve ifade edilir. Tip 1 diyabet belirtilerinden bazıları şunlardır:

·                     Kilo kaybı-daha fazla yemek yemeğe rağmen

·                     Kalbin hızlı atması

·                     Tansiyon düşüklüğü (90/60 altında)

·                     Düşük vücut sıcaklığı (36.1 altında)



Tip 1 diyabetin belirti ve semptomlarına toplumda genel bir bilinçsizlik söz konusu. Belirti ve semptomları öğrenmek kendi sağlığınıza ve aile bireylerinizin sağlığına özen göstermeniz açısından önemlidir. Eğer herhangi bir semptom veya belirtiniz varsa (veya çocuğunuzda varsa) tip 1 diyabetiniz olabilir. Doktorunuz  kan şekeri seviyelerinizi gördükten sonra teşhis koyabilir.

 

Tip 1 Diyabetin Sebepleri

Tip 1 diyabet neden ortaya çıkar?

Tip 1 diyabetin sebebi tam olarak belli değildir. Araştırmacılar kalıtımın önemli rol oynadığı bilgisine sahipler. Ancak, tip 1 diyabetin oluşumu için bağışıklık sistemini bozarak kendisine karşı çalışmasına neden olan bir durum olması gereklidir.

Genler Tip 1 Diyabet Oluşumunda Önemli Rol Oynar

Bazı kişilerde tip 1 diyabet görülmez; bunun sebebi tip 1 diyabetle alakalı genetik kodun onlarda bulunmamasıdır. Bilim adamları tip 1 diyabetin HLA kompleksine sahip kişilerde ortaya çıktığını fark ettiler. HLA insanda lökosit antijeni anlamına gelir ve antijenin görevi vücutta bağışıklık sisteminin uyarılmasını sağlamaktır.

Tip 1 diyabetle ilişkilendirilen birçok HLA kompleksi olsa da hepsi 6.kromozom üzerindedir.

Farklı HLA kompleksleri eklem iltihaplanması, ankilozan spondilit veya jüvenil eklem iltihabı gibi diğer otoimmun hastalıklara da yol açabilir. Bu durumlarda olduğu gibi tip 1 diyabeti tetikleyen bir durum olmalıdır ve bu genellikle bir viral enfeksiyondur.

Tip 1 Diyabeti Ne Tetikleyebilir?

Viral enfeksiyonda baştan sona şunlar olur: Virüs vücuda girer ve bağışıklık sistemi enfeksiyonla savaşmak için antikor üretmeye başlar. T hücreleri antikor üretiminden sorumludur ve aynı zamanda virüsle savaşmaya da yardım ederler.

Ancak eğer virüste  beta hücrelerininkine (yani insülin üreten hücreler) benzer antijenlerden biraz varsa T hücreleri beta hücrelerine karşı çalışabilirler. T hücrelerinin ürünleri olan antikorlar beta hücrelerini yok eder ve vücuttaki beta hücrelerinin çoğu yok edildiğinde yeterli insülin üretemez hale gelirsiniz.

T hücrelerinin beta hücrelerinin çoğunu öldürmesi uzun zaman (genellikle birkaç yıl) alır ama tip 1 diyabetin oluşumunu tetikleyen asıl şeyin viral enfeksiyon olduğu düşünülür.

Her virüs T hücrelerini beta hücrelerine karşı çalışması için tetiklemez. Bunu yapabilen virüslerin beta hücrelerindeki antijenlere yeterli derecede benzer antijenleri olması gerekir ve bu virüslerden bazıları şunlardır:

·                     Coxsackie B virüsünün B4 türü (sindirim sisteminden kalp kası iltihabına birçok hastalığa sebep olabilir)

·                     Kızamıkçık

·                     Kabakulak

·                     Rotavirüs (genelde ishale neden olur)

Ayrıca bebekken inek sütü içmeyle tip 1 diyabet oluşumu arasındaki ilişkiyle alakalı bazı tartışmalı araştırmalar da mevcut. Araştırmacıların tamamı bu konuda aynı fikirde olmasa da bazıları inek sütündeki proteinlerin T hücrelerinin üretimini kontrol eden glisodelin proteinine benzediğine inanıyor. Bebeğin vücudu bu yabancı proteine saldırıyor ama aynı zamanda glisodeline de saldırıyor ve T hücrelerinin aşırı miktarda üretilmesine neden oluyor. Ve aşırı miktarda T hücresi de beta hücrelerinin T hücreleri tarafından yok edilmelerine yol açıyor.

Araştırmacılar tip 1 diyabetin nedenleri üzerinde yaptıkları araştırmalarla epey yol aldılar ve hala bazı virüslerin neden T hücrelerini beta hücrelerine karşı çalışmaları için tetiklediğini anlamak için çalışmalarını sürdürüyorlar. Tıp camiasının bu yönde hedefi diyabetten korunmak için vakaları daha iyi anlayabilmek.

Tip 1 Diyabette Risk Faktörleri

Genler, etnik köken ve coğrafyanın önemi

Tip 1 diyabete yakalanma riskinizi arttıran birçok faktör mevcut. Bunlardan biri sizi diyabete karşı daha savunmasız hale getiren bir genetik belirleyici olarak 6.kromozomdur ve bu bir HLA’dır (insanda lökosit antijeni). Tip 1 diyabetle ilişkilendirilen birçok HLA kompleksi vardır; eğer bunlardan bir ya da daha fazlasına sahipseniz tip 1 diyabete yakalanabilirsiniz. (Ancak gerekli HLA kompleksine sahip olmak kesinlikle diyabet olacağınız anlamına gelmez, hatta “gerekli” kompleks(ler)e sahip olan kişilerin %10’undan azında diyabet görülüyor.)

Diğer risk faktörlerinden bazıları ise şunlardır:

·                     Viral enfeksiyonlar: Araştırmacılar bazı virüslerin bağışıklık sisteminin enfeksiyonla savaşmak yerine vücuda karşı çalışmasına neden olarak tip 1 diyabet oluşumunu tetikleyebildiğini keşfettiler. Tip 1 diyabeti tetikleyen virüslerden bazıları kızamıkçık, coxsackie ve kabakulaktır.

·                     Irk/köken: Bazı kökenlerde tip 1 diyabet oluşumu daha fazladır. Beyaz ırk Afrikan Amerikan ve İspanyol Amerikanlara göre tip 1 diyabete daha yatkındır. Çinlilerin ise tip 1 diyabet riski Güney Amerikalılar gibi az.

·                     Coğrafya: Görünüşe bakılırsa Avrupanın kuzey bölgelerinde yaşayan kişiler daha fazla risk altında. Kuzey ülkelerde yaşayan kişilerin daha çok kapalı alanda kaldığı (özellikle kışın) yani birbirlerine daha yakın olduklarından bu durumun viral enfeksiyonların daha kolay bulaşabilmesine imkan tanıyacağı da iddia edildi. Aksine, Kuzey Amerikanın kuzey bölgelerinde yaşayan kişilerde tip 1 diyabet daha az görülüyor. Ve araştımacılar kuzey ülkelerinde kışın daha çok teşhis konduğunu ve yazın teşhis sayısının düştüğünü fark ettiler.

·                     Aile geçmişi: Tip 1 diyabet genetik olduğundan bir aile üyenizde bu hastalık varsa sizin için de risk artar. Eğer her iki ebeveynde de tip 1 diyabet varsa çocuk için risk, sadece bir ebeveyninde hastalık olan birine göre daha yüksektir. Araştırmacılara göre baba tip 1 diyabet ise çocuk için risk annenin veya kardeşin diyabet olma durumuna göre biraz daha fazla.

·                     Erken beslenme: Araştırmacılar çocukken inek sütü içmiş kişilerde tip 1 diyabetin biraz daha fazla olduğunu öne sürüyor.

·                     Diğer otoimmun hastalıkları: Yukarda açıklandığı gibi, tip 1 diyabet bir otoimmun rahatsızlığıdır çünkü bağışıklık sisteminin vücuda karşı çalışmasına neden olur. Benzer HLA kompleksine sahip başka otoimmun hastalıkları da vardır ve bunlardan birine sahip olmak tip 1 diyabet riskinizi arttırır. Diğer otoimmun hastalıklarından bazıları Graves hastalığı, multipl skleroz ve kötücül kansızlıktır.


Diyabetin Teşhisi


Diyabetin genel teşhisi için gerekli olan iki test ve sonuçları



Diyabet teşhisinde doktorlar genelde bazı glukoz testi sonuçlarına bakarlar. Ancak, test sonuçları tip 1 ve tip 2 diyabet teşhisinde edinilecek bilginin sadece bir kısmıdır. Doktorlar aynı zamanda fiziksel muayene, semptomlar ve tıbbi geçmişinizden de faydalanırlar.

 Bazı kişilerin hastalık sonrası normale dönen yüksek kan şekeri gibi geçici problemleri olabilir. Ayrıca bazı ilaçlar kan şekeri seviyenizi değiştirebilir (genelde steroidler ve bazı idrar söktürücüler).

Kullanılan iki ana test kan şeker problemlerinin olup olmadığını anlamaya yarayan ve gece boyu açlık sonrası yapılan kan şekeri seviyesi ölçümünde yüksek glukozlu içecek içtikten sonra vücudunuzun aşırı miktarda glukozu karşılama kabiliyetine bakılır.

Açlık Kan Şekeri Seviyesi

En az 2 kere 126 mg/dL üzerinde değer görülürse bu kişinin diyabeti olduğu anlamına gelir.

Oral Glukoz Toleransı Testi

Tip 1 DM tanısında kullanılması genellikle gerekmez çünkü Tip I DM başlangıcında şeker zaten çok yüksektir.


 


 Glukoz toleransı testi aşağıdaki tanılardan biri ile sonuçlanabilir:

·                     Normal Tepki: 2 saatlik kan şekeri seviyesi 140 mg/dL veya daha az ise normal tepki verdiği söylenebilir.

·                     Gizli Şeker: Kişinin açlık kan şekeri 110’dan yüksek ve 126’dan düşük ise gizli şeker sahibi oldukları söylenir. Bu ileride diyabet için risk faktörüdür ama sadece bununla diyabet teşhisi konulamaz.

·                     Diyabet: Oral glukoz testinde 2 saatlik kan şekeri seviyesi 200 mg/dL ve üzeri ise kişi diyabettir. Ancak bu teşhis başka bir gün yapılacak diğer bir testle tasdik edilmelidir. Hafif diyabeti olan kişilerde ilerlemeyi durdurmak amacıyla üst sınırı 180 mg/dL’ye çekmeye ilişkin tartışmalar mevcut.

·                     Gebelik Şekeri: Kişi hamileyse ve açlık plazma glukozu 105 mg/dL üzerindeyse veya 1 saatlik kan şekeri seviyesi 190 mg/dL üzerindeyse, 2 saatlik kan şekeri 165 mg/dL üzerindeyse, 3 saatlik kan şekeri 145 mg/dL üzerindeyse gebelik şekeri var demektir.

 Antikor testleri:

Şu an doktorların yaygın olarak kullandıkları testlerde aradıkları dört antikor ICA, IAA, GADA, IA2/IA2b ve bunlara ek olarak yeni tanımlanmış ZnT8A antikoru bulunuyor. Pozitif çıkan antikor sayısı arttıkça tip 1 ihtimali o kadar yükselmekte.tip 1 DM tanısının kesinleşmesi hem hastanın hem de yakınlarının bu hastalığı kabullenme ve insülin kullanımına uyum sağlama hızlarını arttırmakta.

·        ICA (Adacık Sitoplazmik Antikoru):
İnsülin üreten adacık hücrelerindeki yapılara karşı gelişen antikor grubu. Bu test yeni tanı konulan hastalarda %80-90 oranda pozitif sonuç veriyor. Antikor miktarının yüksek çıkması halen bir miktar beta hücrenin bulunduğunu ve yıkımın devam ettiğini gösteriyor. Tanıdan on yıl kadar sonra vakaların çok azında (<%5) ölçülebilir değerde kalır. Bu test aynı zamanda tip 1’lerin 1. derecede yakınlarında risk taramasında da kullanılıyor.

·        IAA (İnsülin Otoantikorları):
Genelde tek başına kullanılmaz, diğer antikor testleriyle birlikte destekleyicidir. Yeni tanı tip 1 çocuklarda %50-70 oranında pozitiftir, yetişkinlerde %20-30’lara düşer. Hasta dışardan insülin alıyorsa bu test sağlıklı sonuç vermez.

·        GADA ya da Anti-GAD (Glutamik Asit Dekarboksilaz Antikorları):
Yeni tanı tip 1 diyabetlerde %70-80 oranında GADA pozitif bulunur. Ayrıca LADA (erişkinde gizli otoimmün diyabet) vakalarının ayrımında yardımcı olur.

·        IA2 (Anti tirozin fosfataz) ve IA2b (Anti-fogrin) Antikorları:
Yeni tanı tip 1 çocuklarda %60-70, yetişkinlerde %30-50 oradan pozitif bulunur.

·        ZnT8A (Çinko Transporter) Antikorları:
2007’den beri gösterge olarak kabul ediliyor ancak kullanımı yaygın değil. Yeni tanı Tip 1 diyabette %60-80 pozitif çıkmakta.