Tip 2 Diyabet

Tip 2 Diyabet Hakkında Önemli Bilgiler

Tip 2 diyabet nedir?

Tip 2 diyabet (şeker hastalığı da denir) tip 1 diyabetten daha yaygındır. Diyabet hastası kişilerin %90-95’i tip 2 diyabettir.

Dünya çapında 387 milyon insan diyabet ile yaşamını sürdürüyor ve 2035 yılına kadar bu 205 milyonluk bir artış bekleniyor.

Tip 1 ve tip 2 diyabet arasında kilit farklar mevcuttur. En önemli fark ise insülin hormonudur. İnsülin, vücudumuzun yediğimiz besindeki glukozu hücre içine alınmasını ve böylece enerji olarak kullanabilmesini sağlar. İnsülin sayesinde kan şekeri çok yükselmez (hiperglisemi) veya çok düşmez (hipoglisemi).

Tip 1 diyabetli kişilerde insülin salgılanmaz. Tip 2 diyabetli kişilerde ise insülin salgılanır ama kas hücreleri, karaciğer ve yağ dokusunda insülin olması gerektiği gibi fonksiyon gösteremez. Bunun sonucunda vücut durumu telafi etmek için daha fazla insülin salgılar ancak pankreas günden güne yeterli insülin üretme kabiliyetini kaybeder ve hücreler gerekli enerji ihtiyaçlarını karşılayamazlar.

Tip 2 diyabet ilerleyen bir hastalıktır yani bir kişi ne kadar uzun süredir bu hastalığa sahipse kan şekeri seviyesini düzeltmek için o kadar “yardıma” ihtiyaç duyacaktır. Bu da daha fazla ilaç ve insülin enjeksiyonu ile sonuçlanır.

Tip 2 Diyabetin Zamanla Değişimi

Tip 2 diyabete eskiden insüline bağımlı olmayan yetişkin diyabeti denirdi çünkü genellikle yaşlılarda görülür ve tedavi için insülin gerektirmezdi. Ancak, daha fazla çocuk diyabet 2 tanısı almaya ve tedavide insülin kullanılmaya başladıkça hastalığın eskiden kullanılan bu ismi geçerliliğini yitirdi.

Tip 2 diyabet genellikle kilolu olmakla (vücut kitle endeksinin 25 üzerinde olması), sağlıksız yeme alışkanlıkları ve hareketsizlikle ilişkilendirilir. Çok fazla kilo ve hareketsizliğin hastalığın ihtimalini arttırdığı doğru da olsa, fit kişilerin de tip 2 diyabet olduğu görülüyor.

Tip 2 diyabet olduğunuzu duymak kulağa ürkütücü gelebilir. Hayatınız boyunca mücadele etmeniz gereken kronik bir durumdur ama bu size engel olacağı anlamına da gelmez. Teşhisten yaşlılığa her adımda yararlanabileceğiniz, size yardım edecek kaynaklar mevcuttur. Yeni tedaviler ve araştırmaları da takip etmelisiniz. Diyabete ne kadar uzun süredir sahipseniz o kadar değiştiği için yeniliklere açık olmak ve gelişmeleri takip etmek sizin ve ailenizin yararına olacaktır.

Diyabetle ilgili öğrenebileceğiniz her şeyi öğrenin ve kendinize iyi bakın.

 

Tip 2 Diyabet Semptomları

Tip 2 Diyabette Semptomların Gelişimi Yavaştır

Tip 2 diyabet semptomları yavaş ilerler yani fark etmek oldukça zordur. Ama kan şekeri gerçekten ve uzun süreli yükseldiğinde mutlaka fark edilir. Bazı kişiler tip 2 diyabet teşhisi konduğunda şaşırırlar çünkü doktora aslında başka bir şey için gitmişlerdir (yorgunluk, fazla idrara çıkma vb.)

Semptomların yavaş ilerlemesinin sebebi, tip 2 diyabete neden olan insülin direncinin etkilerinin zamanla ortaya çıkmasıdır. Bir gecede insülin dirençli (insülini olması gerektiği gibi kullanamama) olmazsınız.

 

Yaygın semptomlardan bazıları şunlardır:

·                Yorgunluk: Vücut ihtiyacı olan enerjiyi yediklerinizden karşılayamadığı için yorgun hissedebilirsiniz.

·                Aşırı susama: Ne kadar su içerseniz için hala susuz hissedersiniz. Dokularınız (kaslar gibi) aslında kanda çok fazla şeker olduğunda susuz kalırlar. Vücudunuz kanı sulandırmak için dokulardan su çeker ve yüksek şekeri dengelemeye çalışır, bu nedenle dokularınız susuz kalır ve size daha fazla su içmenizi söylerler. Bu aynı zamanda sık idrara çıkma ile de alakalıdır.

·                Sık idrara çıkma: Susuzluğu gidermek için çok su içmenizden kaynaklanır. Ayrıca vücut kandaki aşırı şekerden idrar yoluyla kurtulmaya çalışır.

·                Aşırı acıkma: Yedikten sonra bile aç hissedersiniz. Bunun sebebi kaslarınızın yediklerinizden enerji alamıyor olmasıdır; insülin direnci glukozun kaslara ulaşıp enerji sağlamasına engel olur. Bu nedenle kaslar ve diğer dokular daha fazla enerji için size açlık mesajı göndermeye devam ederler.

·                Kilo kaybı: Daha çok yiyip kilo verirsiniz. Vücudunuz yiyeceklerden yeterli enerjiyi alamadığından kas ve yağları enerji için parçalamaya başlar. Bu da kilo kaybına neden olur.

·                Enfeksiyon: Tip 2 diyabetin etkileri sebebiyle vücudunuzun enfeksiyonla savaşması güçleşir, sık sık enfeksiyonla karşılaşabilirsiniz. Kadınlarda sık sık vajinal (mantar) enfeksiyonu veya idrar yolu enfeksiyonu olabilir. Bunun nedeni kan şekeri yüksek olduğunda bakterilerin gelişip çoğalmalarıdır.

·                Yaraların yavaş iyileşmesi: Vücudun enfeksiyonlarla savaşmasının zorlaşması ile aynı sebepten ötürü yaralar (ufak kesikler bile) daha yavaş iyileşebilir. Yüksek kan şekerinin akyuvar hücreleri üzerinde de (yara iyileştirmede görevli) etkisi vardır.

·                Bulanık görme: Yüksek kan şekerini tolere etmek amacıyla kana daha fazla sıvı biriktirmek için vücut gözlerden sıvı alabilir. Odaklanmada güçlük ve neticesinde bulanık görme sorunu ile karşılaşabilirsiniz.

 

Bunlar tip 2 diyabet ile ilişkilendirilen en yaygın semptomlardır ancak hepsi sizde olmayabilir. Eğer sağlığınız konusunda endişeliyseniz ve tip 2 diyabet olabileceğinizi düşünüyorsanız doktorunuzdan randevu alıp test yaptırın.

 

Tip 2 Diyabetin Sebepleri

Genetik ve Hayat Tarzı Büyük Önem Taşıyor

Tip 2 diyabetin birçok sebebi vardır ama genetik ve yaşam tarzı bunlardan en önemlileridir. Bu iki faktörün birlikte bulunması insülin direncine neden olabilir yani vücut insülini gerektiği gibi kullanamaz. İnsülin direnci genellikle tip 2 diyabetin en yaygın nedenidir.

Tip 2 Diyabette Genetik Önemli Bir Etkendir

Tip 2 diyabet kalıtım yoluyla geçebilir. Anneniz veya babanız diyabet 2 ise bu sizin de kesinlikle olacağınız anlamına gelmez ancak olma riskiniz daha yüksek olur.

Araştırmacılar tip 2 diyabette genetik faktörün bilincindedirler ancak hangi genin risk unsuru taşıdığını saptamak zordur. Tıp camiası hangi gendeki mutasyonun hastalığa yol açtığını hala anlamaya çalışıyor.

Yaşam Tarzı Da Oldukça Önemlidir

Genler önemli rol oynasa da yaşam tarzı da önemli bir faktördür. Sizi tip 2 diyabete daha yatkın hale getiren genetik mutasyona sahip olsanız dahi vücudunuza iyi bakıyorsanız tip 2 diyabet olmayabilirsiniz.

 

İki kişinin aynı genetik mutasyona sahip olduğunu farz edelim. Biri iyi besleniyor, kolesterolüne dikkat ediyor ve fit ve kilolu değil ise (vücut kütle endeksi 25’in altındaysa) kilolu ve hareketsiz kişiye göre hastalığa yakalanma riski daha fazladır çünkü tip 2 diyabette yaşam tarzı oldukça önemlidir ve vücudunuzun insülini ne kadar etkili kullandığını etkiler.

 

Tip 2 diyabetin gelişiminde rol oynayan yaşam tarzına dair faktörlerden bazıları şunlardır:

·                Hareketsizlik: Fiziksel olarak aktif olmanın birçok faydası olduğu gibi eğer yatkınlığınız varsa tip 2 diyabet olma riskinizi de azaltır.

·                Sağlıksız beslenme alışkanlıkları: Çok yağlı ve sebzeler, tahıllar ve meyvelerden alacağınız lifleri içermeyen bir beslenme planı hastalığa yatkınlığınızı arttırır.

·                Kilolu olma/Obezite: Hareketsizlik ve sağlıksız beslenme obeziteye neden olabilir. Obezite insülin direncine daha yatkın hale getirir ve bunun gibi başka sağlık problemine de davetiye çıkarır.

 

İnsülin Direnci

Bu faktörlerin birleşimi –genetik ve kötü yaşam tarzı- insülin direncine neden olur, yani vücut insülini olması gerektiği gibi kullanamaz.

Vücut glukozu hücrelere ulaştırmak için yeterli insülin üretse de vücut insüline direnç gösterir. Glukoz kanda birikir ve tip 2 diyabet semptomları ortaya çıkmaya başlar.

Tip 2 diyabette eğer insülin direnciniz varsa genetik ve hayat tarzı önemli rol oynar.

 

Tip 2 Diyabette Risk Faktörleri

Hangi Risk Faktörlerine Sahipsiniz?

Tip 2 diyabet ile ilişkilendirilen birçok risk faktörü (çoğu yaşam tarzıyla alakalı) mevcuttur.

Risk faktörlerinden bazıları şunlardır:

·               Aile geçmişi: Tip 2 diyabetin kalıtsal faktörü vardır. Eğer ailenizde birinde varsa hastalığa yatkınsınız demektir.

·               Irk/köken: Afrikan-amerikanlar, İspanyol Amerikanları, Amerikan yerlileri ve Asyalı Amerikanlar gibi bazı ırsi gruplar hastalığa daha yatkındır.

Ülkeleler batılılaştıkça ve hayat tarzları –özellikle yeme alışkanlıkları- daha “Amerikan” tarzı oldukça tip 2 diyabetin artış gösterdiğini gözlemlemek ilginç. Örneğin, Çin’in tip 2 diyabet oranı eskiden düşük iken ülke endüstriyelleştikçe –daha fazla insan tarlalarda değil ofislerde çalışmaya başladıkça- beslenme şekilleri değişti ve tip 2 diyabet yaygınlaştı.

Çoğu Amerikalının yaşam tarzı tip 2 diyabete davetiye çıkarır nitelikte: daha az aktivite, daha çok kalori, gereğinden büyük porsiyonlar ve obezite.

·                Yaş: Yaşınız arttıkça hastalığa yakalanma riskiniz de artıyor. 45 yaşında risk artmaya başlıyor ve 65 yaş ile birlikte zirveye ulaşıyor.

·                Gebelik diyabeti: Eğer hamilelikte diyabet olduysanız, sonrasında tip 2 diyabet olma riskiniz artıyor.

·                Polikistik Over Sendromu (PCOS): Polikistik over sendromu da insülin direnciyle alakalı olduğu için riski arttırıyor. Bu hastalıkta yumurtalıklardaki kistlerin muhtemel sebeplerinden biri insülin direncidir. Eğer polikistik over sendromunuz varsa insülin direnciniz olabilir ve tip 2 diyabet açısından risk altında olabilirsiniz.

Tip 2 diyabetin sebepleri yazısında da açıklandığı gibi, yaşam tarzıyla alakalı seçimler hastalığın gelişiminde büyük rol oynuyor. Kilolu olmak, iyi beslenmemek ve hareketsiz olmak da tip 2 diyabet için risk faktörleri olarak değerlendirilebilir.

 

İnsülin Direncinin Sebep ve Semptomları

İnsülin Direnci Nedir?

İnsülin direncinde kaslarınızdaki hücreler, yağ dokunuz ve karaciğeriniz insülin hormonunun kan damarlarından glukozu alıp hücrelere taşıması için gönderdiği mesajı göz ardı eder. Kan şekeri olarak da bilinen glukoz vücudun ana yakıtıdır. Meyve, sebze, süt ürünleri ve parçalandığında karbonhidrata dönüşen içecekler bizim glukoz kaynaklarımızdır.

 

İnsülin Direnci Nasıl Oluşur?

Genetik, yaşklanma ve ırk insüliin hassasiyetinde önemli etkenler olsa da, hastalığın oluşumundaki tetikleyici faktörler aşırı kilo, bel çevresi yağlanması, hareketsizlik, sigara ve hatta düzensiz uykudur.

 

İnsülin direnci oluştuğunda vücut daha fazla insülin üreterek cevap verir. Zamanla pankreasdaki beta hücreleri çok fazla insülin üretmeye çalıştığı için yorulur ve artık ihtiyacı karşılayamaz olur. Sonrasında –insülin direnci başladıktan sonra- kan şekeriniz yükselir ve gizli şeker veya tip 2 diyabet belirtileri ortaya çıkar. Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması (NAFLD) ile de karşılaşabilirsiniz; insülin direncine bağlı gelişen bir problemdir ve hem karaciğere hasar verir hem de kalp hastalıklarına neden olur.

 

İnsülin Direncinin Belirti ve Semptomları

İnsülin direnci genellikle kilo, yaş, genetik, hareketsizlik ve sigara ile bağlantılı birkaç faktörün kombinasyonuyla oluşur.

 

·                Geniş bel ölçüsü: Araştırmacılara göre insülin direnciniz olup olmadığını anlamanın en iyi yolu elinize bir mezura alıp aynayla yüzleşmekten geçiyor. Kadınlar için 89 cm ve üzeri ve erkekler için 102 cm ve üzeri insülin direnci ve yine insülin direnciyle bağlantılı olan metabolik sendrom riskinizi arttırıyor.

·                Metabolik sendrom belirtileri: Ulusal Sağlık Enstitüsü’ne göre bel ölçünüz geniş ise ve aşağıdakilerden üçüne sahipseniz muhtemelen insülin direnci ile birlikte metabolik sendromunuz var.

-Yüksek trigliserit: 150 ve üzeri veya kandaki yağı azaltmak için ilaç kullanıyorsanız

-Yüksek tansiyon: 13/8 ve üzeri veya tansiyonu düşürmek için ilaç kullanıyorsanız

-Yüksek kan şekeri: 100-125 mg/dl (gizli şeker aralığı) veya 125 üzeri (diyabet)

-Yüksek açlık şekeri: Veya kan şekerini düzeltmek için ilaç kullanıyorsanız. Biraz yüksek kan şekeri bile diyabetin erken belirtisi olabilir.

·                Ciltte koyu lekeler: Eğer insülin direnciniz şiddetli boyuttaysa derinizde değişiklikler olabilir. Boynunuzun arkasında, dirsekler, dizler, eklemler veya koltukaltlarında ortaya çıkabilen bu lekelenmelere akantozis nigrikans denir.

 

İnsülin Direncin İle Alakalı Sağlık Sorunları

Yetişkin gizli şeker hastalarının; % 30-50’lik bir bölümü tip 2 diyabete ilerler. Buna ek olarak, tip 2 diyabetli kişilerin% 80'ine NAFLD (alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması) var. Ancak insülin direncinin yarattığı tek tehlike bu değil.

 

Yıllarca devam eden yüksek insülin seviyeleri, ardından da yüksek kan şekeri hasarına maruz kalmanın sonrasında insülin direnci olan, gizli şeker ve tip 2 diyabetli kişiler kalp damar hastalıkları bakımından yüksek risk altındadır. İnsülin direnci, kalp krizi ve inme riskinizi iki katına çıkarır.

 

Bu arada, insülin direnci ve metabolik sendrom, aynı zamanda mesane, meme, kolon, serviks, pankreas, prostat ve rahim kanseri riski ile de bağlantılıdır. Bağlantı ise şu şekildedir: İnsülin direncinin başlangıcındaki yüksek insülin seviyesi tümör oluşumunu tetikliyor ve vücudun kötü huylu hücreleri öldürerek kendini koruma kabiliyetine zarar veriyor.

 

İnsülin Direncini Önleme veya Tersine Çevirme

Kilo vermek, düzenli egzersiz ve düzenli uyku insülin hassasiyetinizi yeniden kazanmaya yardımcı olacaktır. Tek başına beslenme veya yalnızca egzersize güvenmeyin: Uluslar arası Obezite Dergisi'nde yayınlanan New Mexico Tıp Fakültesi’nin çalışmasına göre kilolu insanların diyet ve egzersiz yoluyla kilolarının% 10'unu kaybetmeleri insülin duyarlılığını % 80 gibi önemli bir oranda arttırdığı saptandı. Yalnızca diyetle aynı miktarda kilo verenlerde ise % 38 oranında bir artış görüldü. Daha fazla egzersiz yapanlar ancak fazla kilo vermeyenler, insülin direnci düzeylerinde neredeyse hiç değişim görmedi.

 

Zamanında yatın. Obezite Topluluğu’nun 2015 buluşmasında sunulan araştırmaya göre sadece bir gecelik uykusuzluk insülin direncini 6 ay aşırı yağlı yemek yemek kadar arttırıyor.